25 Şubat 2015 Çarşamba

Medeni hukuk, Kişiler hukuku, Aile hukuku: TAŞINMAZ YÜKÜ, MALVARLIĞI HAKLARI,SATIŞ SÖZLEŞMESİ, MÜLKİYET HAKKI, SINIRLI AYNİ HAKLAR,EŞYAYA BAĞLI BORÇ İLİŞKİSİ , SÖZLEŞMEDEN DOĞAN BORÇ İLİŞKİSİ, ALACAK HAKKI,NİSPİ VE MUTLAK HAKLAR, TMK m. 683, m 839, m 849

OLAY 4 : CEVAP
*Ahmet ile Bahar arasındaki akit gereğince mal sahibi  Bahar , teslim ve mülkiyeti geçirme borcu, alıcı Ahmet ise , mal ücretini ödeme borcu altına girmiştir. Satış sözleşmesi, tam iki tarafa borç yükleyen bir sözleşmedir. Dolayısı ile taraflar hem  borçlu hem de alacaklıdır. Ahmet , satışı bedeli dolayısı ile borçlu durumunda iken , teslim ve alacağı mülkiyetine geçirme bakımından ise alacaklıdır. Bahar ise satış ücreti alma bakımından alacaklı iken , malı teslim etme ve mülkiyeti geçirme bakımından ise borçludur. Bu durum Bahar ve Can içinde bu mantık çerçevesi içinde geçerlidir. Yani sözleşme gereğince taraflara karşılıklı olarak hem borçlu hem de alacaklıdırlar.

*Temlik borcu doğuran bir sözleşme olan Satış sözleşmesi satılanın mülkiyetinin alıcıya geçmesi sonucunu doğurmaz.  Bu sözleşme ile satıcı, satılanın mülkiyetini geçirme borcu altına girer. Mülkiyetin alıcıya geçmesi bakımından, satılanın cinsine göre yapılacak tasarruf işlemine ihtiyaç vardır. Olayımızda Bahar geçirme borcunu Candan yana kullanmıştır.

*Mülkiyetin sahibi Candır. Mülkiyet hakkı; para ölçülebildiği gibi ölçülenemeyen durumlarda mevcut. Bu bakımdan malvarlığı hakları arasında yer alır. Mülkiyet sahibine, eşya üzerinde en geniş yetkileri sağlayan ayni haktır. Ayni haklar;  eşya üzerinde doğrudan doğruya hâkimiyet sağlayan haklardır. Eşyaya malik olan kişi , hukukun verdiği imkan dahilinde , dilediği gibi kullanma, yararlanma, tasarrufta bulunma hakkına sahiptir. (TMK m683/f1) Can'ın mülkiyet hakkı; mülkiyete konu olan eşyaya bağlı olarak taşınır bir mülkiyettir. Hak sahibi bakımından ise tek kişilik olarak nitelendirilir. Mülkiyet hakkı, ileri sürülebileceği çevre bakımından mutlak haklar arsında yer alır. Hakkın, ihlali olduğunda herkese karşı sürülebilir.

*Ahmet  , Bahar ile yaptığı sözleşme gereği Satılanın teslimi ve mülkiyetin geçirilmesi bakımından  alacaklı hakkına sahiptir. Alacaklı hakkı; Alacak hakkına sahip olan kişiye , borçludan edimin yerine getirilmesini  isteme yetkisi sağlayan haktır. Para ile ölçülebile olup olmama bakımından malvarlığı hakları arasında yer alır. Alacak hakkı ; ileri sürülebileceği çevre bakımından nispi bir hak olup, sözleşmeden doğabileceği gibi, haksız fil, sebepsiz zenginleşme, veya çeşitli kanun hükümlerinden de doğabilir .

*Ahmet, alacak hakkını ancak Bahara karşı sürebilir. Cana karşı ileri sürmesi isabetsizdir. Çünkü iki sözleşme de geçerlidir. Ancak Bahar tercihini Candan  yana kullanarak , sözleşme gereğince,Ahmet'in alacak hakkının muhatabı olmuştur.

*Ahmet ,Denizden alacağını güvence altına almak için , denizin sahip olduğu taşınmaz üzerinde, kendi lehine olarak taşınmaz yükü kurmuştur. Taşınmaz yükü; bir taraftan taşınmaz malikini bir yapma yada verme edimini yerine getirme yükümlüğü altına sokarken , aksi durumda ise borcun ifa edilmemesi durumunda ise, yüklü taşınmaz paraya çevirme yetkisi tanır.( TMK m 839/f1) Taşınamaz yükü;  iki unsurdan oluşur, bunlardan biri   '' söz konusu borcun taşınmazın değeri ile güvence altına alınması'' ve diğeri  '' edim borcu'' dur. Her iki unsurda birlikte taşınmaz yükü yapısını uluşturur. Bağımsız olarak düşünülemez .

*Para ile ölçülebilir olup olmama bakımından mal varlığı hakları arasında  yer alan taşınmaz yükü; eşya üzerinde yetki bakımından bir sınırlı ayni haktır. Taşınmaz yükü ; eşyaya bağlı borç ilişkisi kurduğu için edim borçlusu taşınmaz malikidir. Taşınmaz maliki değişirse , yeni malik, başka bir işleme bulunmaksızın taşınmaz yükün yükümlüsü olur. ( TMK m 849) Bu durum da ,  olayımız da Emin'in  borçtan sorumlu olmadığını ileri süremez,

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder